make a difference

(a) durumu değiştirmek.
That made all the difference: Bu herşeyi değiştirdi. (b) tefrik etmek, DEVAMINI OKU
farklarını belirtmek, fark etmek.
It makes no difference: Farketmez/Hepsi bir/aynı şey. GİZLE
çok şey fark eder olmak Fiil
hallüfasletmek Fiil
bir fikir ayrılığını halletmek Fiil
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun